Şimdiiii ilk olarak programın problem odaklı olduğunu; yani her şeyin güllük gülistanlık olmayacağını, ingilizcenizin yetmeyeceğiniz, çalışma hayatının zor olacağını söylemeliyim. Elbette siz de benim gibi eğlenmeye, gezmeye, görmeye gideceksiniz. Sorunsuz bir work and travel geçirmek isteyeceksiniz; bunun için ilk önerim Şirket Seçimi makalesini okuyun, eğer şirket seçimizini iyi yaparsanız sorun yaşama ihtimalini sıfıra kadar indirebilirsiniz.
Amerika’dayken şirketinizle iletişime geçebileceğiniz iki seçenek var malum ya telefon ya da internet aracılığıyla. Acil çağrı hattı kullanan şirketler size 7*24 hizmet verebilir, maillere cevap verilmesi ise saat farkından dolayı biraz geç oluyor açıkçası.
Hangi durumlarda şirketinize ulaşmalısınız, onun hakkında da biraz konuşalım. Öyle eften püften şeylere şirketinizi aramayın bence arkadaşlar. Konakladığım evde bir Türk daha vardı, bir otelde çalışıyordu, neredeyse her gün şirketini arar bugün banyoda sabun yok, bugün yatağımın altından böcek çıktı diye şikayette bulunurdu. Bu çatışma da ben şirketin tarafındayım:)) Ne yapsın arkadaşım insanlar Türkiye’den gelip senin sabunluğunu doldurup, yatağının altına böcek ilacı mı sıksın. Şirketini o kadar bunaltmış ki işvereniyle kavga edip, iş değiştirmek istediğinde de ulaşmaya çalıştı ancak şirketindeki kimse ilgilenmedi açıkçası. Benden rica etti, şirketime çağrı bıraktım ve kızla görüştürdüm, konaklamasını değiştirmeden yeni bir iş imkanı bulmasına yardımcı oldular.
Neyse demem o ki, gerektiğinde geçin iletişime şirketinizle; işyerinizde, konaklamanızda bir sorun yaşadığınızda, sosyal güvenlik numaranızı alamadığınızda arayın ya da sağlık sigortasından yararlanmanız gerekiyordur ve bilgi almak için arayın. Ama benim ev arkadaşım gibi dışarıda fare gördüm ne yapacağım, saçlarım dökülüyor sizce şampuandan mı, bilmeden domuz eti yedim kendimi kustursam günahım affedilir mi gibi sorularınıza farklı yarımküreden kimsenin yardımcı olabileceğini sanmam:)