Amerika’ya gittiğinizde birçok farklılıkla karşılaşacaksınız. Aile bağları olsun, yemek kültürleri olsun, ulaşım koşulları, insan ilişkileri, alışveriş kültürleri… Kısacası yasal ve sosyal kurallar Türkiye’yle değişiklik gösterecektir.
Amerika’ya adımınızı ilk attığınız andan itibaren bu değişimi fark edeceksiniz. İlk adım havaalanında başlayacak. Güvenlik görevlilerinin despotluğundan ve kuralcılığından, makine gibi konuşmalarından bizimkilerin kıymetini anlayacaksınızJ Bir Türk olarak, kurallara çok uyan insanları görmek başta sizi strese sokacaktır muhtemelen. Sigara içilmeyen bir yerde sigara içememek, yere çöp atamamak, kırmızı ışıkta durmak zorunda kalmak, hız sınırına uymak, işe tam vaktinde gitmek zorunda olmak, uçaktaki valiz kilo limitini 1 kilo dahi geçtiğinde cezasını ödemek gibi… Ancak gün geçtikçe bu tarz kurallara uymanın hayatı daha da kolaylaştırdığını görecek, Türkiye’ye döndüğünüzde çıktığınız kabuğu beğenmeyeceksiniz.
Aile Bağları
Amerika’da aile bağları bizdekinden farklıdır. Çocuklar 16sına geldiğinde evden ayrılır, bizlere göre çok erken yaşta çalışmaya başlarlar. Okurken hafta sonları, part time ya da yazları çalışırlar. Bize kıyasla çok azı üniversite eğitimi alır. Üniversiteler çok pahalıdır. Bazı öğrenciler 14 yaşından başlar yazları çalışmaya, üniversite parası biriktirmek için. Bizdeki gibi aile koruyup kollaması ya da anne babaya saygı olayı onlarda azcık farklıdır. Bireyselcilik çok yaygındır. Büyük aileler barbekü partilerinde falan bir araya gelir. Bizdeki gibi çok sık görüşmezler.
Trafik
Ehliyet yaş sınırı 16 dır Amerika’da ve arabalar Türkiye’ye kıyasla çok ucuzdur. Çevrenizdeki çoğu Amerikalı arkadaşınızın arabası olacak muhtemelen.
Bisiklet kullanma ve bisiklet yolları çok yaygındır. Yaya olarak size yeşil yandığı halde etrafı kolaçan etmek zorunda değilsiniz.
Yaya olarak size yeşil yandığı halde etrafı kolaçan etmek zorunda olmayacaksınız. Ancak yaya için kırmızı yanıyorsa ve araba gelmiyorsa hemencecik geçerim diyip yola atlamayın. Yayalara da kırmızı ışıkta geçme cezası, taşıtlara olduğu kadar sıkı şekilde uygulanır.
Birisi sizi arabasıyla bir yere bırakacaksa benzin parasını ödemeniz gerekir. Gittiğiniz bölgede ulaşım sıkıntıysa, arabası olan bir tanıdığınızdan sizi alışverişe ya da yakın bir kasabaya gezmeye götürmesini ve benzin parasını sizin ödeyeceğinizi teklif edebilirsiniz. Bu arada benzin Türkiye’dekinden çok daha ucuzdur.
Şehir içi ulaşımda toplu taşıma kullandığınızda (otobüs) bilet gerekir. Ve eğer bilet almadıysanız, Türkiye’deki gibi “parasını size verip kartınızı okutabilir miyim? Kart alamadım” olayı yoktur. Öyle bir mantık olmadığından anlamazlar ne dediğinizi. Düz mantıkta olur Amerikalılar. Muhakkak kartınızı alın.
Trafik lambaları Türkiye’deki gibi durduğunuz yerin hemen üstünde değil birazcık daha ileride olur. Karşıdan geçen yolun bitiminde yer alır yani.
Yollar, adresler çok düzenlidir. Bir ana cadde ismi vardır. Onun kolları (sokaklar) numaralarla isimlendirilmiştir. Kolaylıkla yol bulursunuz.
Yol tarif ederken “2 blok sonra, buradan düz gidince 8. Blok” falan diye bir anlatımı çok duyarsınız. Block dedikleri 2 sokak arasında kalan binaların bitimidir.
Gel gelelim en riskli duruma. Trafiktesiniz ve polis arabası çıktı. Veya arkanızda belirdi. Zaten disko topu gibi ışıklarından fark etmemeniz imkânsız. Seyir halindeyseniz hemen sağa çekip durmalısınız. 2 elinizin de direksiyonda olması ve karşıya bakmanız gerek. Cama tıkladığında bakabilirsiniz polise. Dışarı çık derse, arabadan inip ellerini arabanın üstüne koyuyorsun, üzerini arıyor. Bir şey yoksa dönebilirsin diyor sonra konuşuyorsun. Çok fazla el kol hareketi yapmamak önemlidir.
Dakiklik
Dakiklik önemlidir Amerika’da. Birine saat 5te buluşma sözü verdiniz, tam 5te orda olur. İşiniz 9da başlıyor, 9u 2 dakika dahi geçse, gecikme uyarısı alırsınız. Vay efendim otobüs gelmedi, elektrikler gitti, su kesildi bahaneleri zor işler ordaJ Otobüsler dahi geç kalmaz. Bir duraktan geçme zamanı vardır, 11.17 11.47 12.03 gibi meselaJ Rotaları bellidir, tam o vakitte durakta olur. 2 dakika geç kaldınız, belki gelmemiştir diye boşa beklemeyin, alıp yolcusunu gitmiştir bile. Google Maps sistemi iyi çalışır aklınızda olsun. Oradan faydalanın sıkça.
İnsan İlişkileri / Sosyal Yaşam
Amerika’da insanlar çok güler yüzlülerdir ve yabancı insanlara karşı hoşgörülülerdir. İngilizler ya da Fransızlar gibi burnu büyük ve soğuk değillerdir. Yolda yürürken tanımadığınız birisi size selam verebilir yada nasılsın falan diyebilir, şaşırmayın çünkü orda normal. Türkiye’de olsa bu ne ayak dersiniz J
Her an birileri sizinle muhabbet kurabilir. Garipsemeyin çünkü yabancı olduğunuzu hissettikleri anda sıcak bir sohbet başlar. Ayrıca insanlar yabancılara karşı cana yakın eğer kafanızın karıştığını görürlerse hemen yardımcı olmaya çalışırlar. İnsanlar daha cana yakın. Gülümsemeyi bilmiyorsanız öğreniyorsunuz haliyle.
Ancak küçük çocukları kucaklayıp sevme olayı uzaktır Amerikalılara. Tanımadığınız insanların çocuklarına pek yanaşmayınız. Taciz olarak algılanabilir. Bizdeki gibi değil orda yani.
Barda veya otelde yemek servisi için bahşiş bırakmak zorunludur. Hatta takside bile vardır.Yani hem zorunlu hem değil gibi vermezseniz biraz tavırlarda farklılık görebilirsiniz.
Amerika’da yaşam daha çok çalışmak üzerine kuruludur. Daha çok çalışılır, daha çok kazanılır ve daha çok harcanır. Örneğin New York’ta insanlar yürümüyor koşuyor J Hayat burada çok hızlı geçiyor. Herkesin gidecek bir işi var kesinlikle. Çalışma sırasında katı kuralları vardır.
Bir de sigara olayı var. Yolda ya da mekânda birisi sigara isterse sizden muhakkak (bozukluk) parasını vermeyi de teklif eder. Sigara için yaş sınırı 18’dir ve oldukça pahalıdır.
Yemek ve içeceklerde yapılan ‘’happy hours’’ uygulaması her yerdedir. Temelde bu, restoran veya barlarda belli bir saat diliminde yapılan indirimli içecek servisidir. Genellikle 3-4 gibi başlar 6 ya kadar falan sürer. İnsanlar iş çıkışında evlerine gitmeden bir barda oturup bir şeyler içerler. Genellikle alkollü içeceklerdir bunlar. Takımlı erkekleri, şık iş kıyafetleriyle bayanları çokça görürsünüz bu saatlerde.
Eğer evlerine misafir olursanız yemek ya da içmek istediğiniz bir şey olup olmadığını bir kez sorarlar ve aldıkları cevap olumsuz ise üstelemezler yani ısrarcı değillerdir.
Toplumsal nezaket kurallarına önem verirler.
Politikadan ve Futboldan pek konuşmazlar. Amerikan futbolu, basketbol ve baseball ana spor dallarıdır sohbette.
Dini bayramlara çok önem verirler. Ancak çoğu dini bayramları sizin orada olmadığınız döneme denk gelecek. Muhtemelen bütün WAT öğrencileri 4 Temmuz (4th of July – Declaration of Independance) kutlamalarına tanık olur. Bu onların Özgürlük bayramıdır. Çok büyük kutlamalar yapılır, her yerde partiler verilir, barlar tıklım tıklım olur ve havai fişek gösterileri olur. Bizim 29 ekim kutlamalarımızın daha devasasını ve önem verilenini düşünün:(
Amerika’da alkol içebilmek için azami yaş sınırı 21dir. Buna çok dikkat edin. Eğer 21 yaş altındaysanız alkollü birşey alamayacaksınız marketten. Pasaport sorarlar muhakkak. Yanınızda yoksa ya da yanınızda ancak 21 yaş altındaysanız asla satmazlar. Alkollü mekanlara girerken de pasaport önemli bir noktadır. Kimlik görmeden almazlar içeri. Bir de dam durumu vardır. Çok yaygın bir şekilde “damsız girilmez” olayı uygulanilir pekçok club da.
Yemek Kültürü
Amerika’daki yemek kültürü Türkiye’dekine göre başlı başına farklılık gösterir. Genellikle fast food, ve dünya mutfaklarından restoranlar mevcuttur. Fast food zincirleri; Çin, Meksika, İtalyan, Yunan restoranları çokça yaygındır. Arjantin etleriyle hizmet veren steak restoranlar da rövaştadır. Genellikle yemek alışkanlıkları atıştırmalık gibi hızlı ve kalorili yiyeceklerden oluşur. Ancak bir akşam yemeğine ya da barbekü partisine davetliyseniz, bunlar uzun surer çünkü yemek sırasında muhabbet etmeyi çok severler. Ayrıntılı bilgi için Yemek Kültürü isimli makaleye göz atabilirsiniz.
Alışveriş
Alışverişte de bazı değişik uygulamalara rastlayacaksınız. Mesela ürün iadesi ve değişimi konusunda sorun yaşamazsınız orada. Çoğu büyük marketlerde ve mağazalarda değişim ve iade uygulamaları müşteriyi kollar. Tüketici hakları çok kıymetlidir. Kredi kartı kullanmakta zorluk çekmezsiniz. Yaygınca kullanılır. Ancak kartınızın ait olduğu banka, doları en yüksek kurdan hesaplayıp üstüne de fark koyabiliyor. Dikkatli olun. Ayrıntılı bilgi için “Amerika’da Alışveriş” isimli makaleye göz atabilirsiniz.
ÖNEMLİ
Bir tartışma yaşadığınızda, Türk mantığıyla çabuk ateşlenip hemen el kol tavırlarına falan yeltenmeyin sakin. İstediğiniz kadar kötü laf söyleyin, küfür edin ancak asla birine vurmayın ya da buna kalkışmayın. Haklı olsanız dahi haksız duruma düşersiniz. Aynı şey size bunu yapan ya da yapmaya kalkışan bir Amerikan vatandaşı için de geçerlidir. Bunun cezası çok büyüktür ve siz orada başka bir ülkede olmanın verdiği stres ve gerginlikle böyle bir durum neticesinde daha çok strese girersiniz. Kodesle bile sonuçlanabilir.